BİTTER Dergidsi
Düşlerinizi Mimariyle Birleştiriyoruz
Artera İç Mimarlık estetiği, yaratıcılığı ve fonksiyonelliği bir araya getirerek eşsiz yaşam alanları tasarlıyor. İşini “Biz başkalarının hayallerini, mimari doğrularla ve estetikle birleştirip gerçekleştirmeye çalışan kişileriz” diyerek tanımlayan Artera İç Mimarlık’ın sahibi Uğur Batur, markasının başarı hikayesini ve kusursuz bir projenin nasıl yaratılacağına dair detayları Bitter okuyucularıyla paylaştı.
- Tasarıma ve mimariye olan ilginiz nasıl başladı?
Ben çocukluğumdan beri, teknik resime karşı hep ilgi duydum. Hatta çocukluğumda sürekli maketler yapar ve değişik evler tasarlardım. Fakat lise yıllannda okullarda üniversitedeki meslek seçimi konusunda bizleri yönlendiren danışmanlar yoktu ancak ailem en büyük destekçim ve şansımdı. Onlar beni hem meslek seçimim konusunda serbest bıraktı, hem de çok doğru yönlendirdi. TED Koleji’nden 1993 yılında mezun oldu.Doğduğumda üniversite eğitimim için Amerika’ya gittim. Türkiye’ye döndükten sonra, pek çok yerde çalışıp ardından kendi şirketimi kurunca gördüm ki; işin en keyifli kısmı tasarımdı. Bu duygu ağır basınca Artera İç Mimarlık olarak biz de, iç mimarlık alanında uzmanlaşmaya başladık.
- Artera İç Mimarlık’m kuruluş sürecinden bahseder misiniz? Sektöre girişiniz nasıl oldu?
Benim mesleğe adım atmam aslında 2000 yılında deprem sonrası inşaatı başlayan “Yalova Deprem Konutları” ile oldu. Ardından MNG bünyesindeki pek çok otel ve binanın çizimle- rindc çalıştım. Bu birikimim ile 2004 yılında, Division Mimarlık ve İç Mimarlık firmasını kurdum. 2008 yılında işlerimizi iç mimarlık alanında daha da geliştirmek için Division Mimarlık firmasındaki ortaklığımdan ayrılıp Artera Mimarlık ve İç Mimarlık firmasını kurdum. Aslında bu bir tutku… Bir şeyler yaratıyor olmak ve iş bittikten sonra müşterinizi memnun edebiliyor olmak işin en keyifli kısmı. İşinizi severek ve keyifle yaptığınızda ise, zaten markalaşmaya doğru gidiyor oluyorsunuz. Markalaşma da sizi daha çok çalışmaya, kazandığınızı gelişime yatırmaya ve en önemlisi hayalleri gerçekleştirebilmenin hazzına ulaştırıyor.
- Artera İç Mimarlık’ta hangi hizmetler veriliyor, ağırlıklı olarak hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
İlk başlarda ev projeleri ağırlıktaydı. Yani genelde ev ve villa tasarlıyorduk. Sonra iş yerleri konusunda talepler artınca biz de iş alanımızı genişletmeye başladık ve zamanla bir de baktık ki, piyasada adından söz ettirecek kadar iddialı pek çok ofis, kafc bar, bistro, restoran yapmışız. Hatta son dönemlerde muayenehane ve hastane işleri de tamamladık. Aslında bu yaptığımız yerler konusunda beni en çok mutlu eden bu mekanların, iş yerlerininin hala ticaret hayatına devam ediyor olması… Demek ki öyle güzel unsurlan harmanlayıp bu projelere uygulamışız ki, bunlar ticari anlamda da doğru hamleler olmuş.
- Örneğin ofis tasarlamak isteyen bir müşteriye nasıl bir çalışma yapıyorsunuz? Bu süreci biraz anlatır mısınız?
Öncelikle müşterimiz bizimle iletişime geçtikten sonra mekanında buluşuruz. Bu hali hazırda kullanmakta olduğu bir ofis ya da yaşadığı ev de olabilir, yeni bir yer de olabilir ama her ne olursa olsun, mutlaka mekanda buluşurum ve ilk görüşmeye mutlaka ben giderim. Böylece müşterimizi tanımaya çalışarak onun taleplerini dinlerim. Ardından fiyat teklifimizi götürüp ikinci görüşmemizi yaparız. Şayet anlaşma sağlarsak onu daha yakından tanımak için bazı ev ödevleri veririz. Bunlardan sonra benim için en keyifli kısmı başlar: Tasarım. Bu süreci yönetirken de bizim için müşterimizin mesleği çok önemlidir. Bir doktor mu ya da bir emlakçı belki bir avukat, belki de güzellik salonu var mesleği her ne ise, tasarımımız ona göre şekillenmeli… Örneğin; bir tasarım ofisi ile hukuk bürosu aynı şekilde tasarlanmaz. Kullanacağınız renkler çok önemlidir. Bir danışmanlık şirketi için, canlı ve parlak renkler seçerseniz, kalıcı bir şirket izlenimi yaratamazsınız oysa bir hazır yemek zincir restoranı için canlı bir renk, örneğin; kırmızı doğru bir seçimdir ki kan dolaşımını hızlandıran kırmızı, çabuk yeme dürtüsünü tetikler. Yaratıcılığı arttıran turuncu, bu alanda bir reklam şirketinde çok verimli olacaktır. Burada özellikle belirtmek isterim ki, ışık alan mekanlar her zaman tercih nedenidir ya da sarı ışık etkisiyle kullanacağımız aydınlatmalar, mekanı çok daha ferah göstermektedir. Seçeceğiniz bir diğer önemli unsur da malzemedir. Eğer çoklu ve açık bir ofis ise tasarladığınız, mutlaka sesi yansıtmayan malzemeye yönelmelisiniz. Malum topuk sesi oldukça rahatsız edici olabilir. Ama hep söylediğim gibi bunları süslemeden önce fonksiyonu çözmelisiniz. Yani öncelikli olarak işyeriniz doğru çalışmalı. Bunun için bir ihtiyaç şeması belirleyin. Planlamaya en önemli hacimlerinizden başlayın. Diyelim ki boş alanlarınız kaldı, o boş alanları her zaman, depo, fotokopi odası gibi bölümlere ayırabilirsiniz…. Böylece hem ergonomik hem şık mekanlara sahip olabilirsiniz.
■ Bir mekan kurgularken en dikkat ettiğiniz şey nedir?
Her zaman dediğim gibi en önemli şey fonksiyondur. Siz planı doğru çözerse- niz o mekan rahat çalışır. Rahat çalışan her mekan, içindekileri rahat ettirir ve uzun ömürlü olur. Ardından tasarım gelir. Tasarımsal anlamda da benim için en önemlisi girişler ve tuvaletlerdir. Girişler çok önemlidir çünkü o sizin misafirlerinize ilk “hoş geldin” deme şek- linizdir. Bu mekan ev de olabilir işyeri de, bence hiçbir farkı yok… Çünkü biz misafirperver bir toplumuz. İşte tam da bu yüzden misafirimize en doğru şekilde “hoş geldin” demeliyiz. İkinci ama en az onun kadar önem verdiğim yer ise; tuvaletlerdir. Bu da aslında misafirlerinize ne kadar temiz olduğunuzu anlatan, onların hijyen konusunda evinizde veya işyerinizde rahat etmelerini sağlayan en gerekli ve önemli yerdir.
■ Tasarım yapmaktan en çok keyif aldığınız mekanlar nereler?
Aslında benim için yaptığım mesleğin en keyifli kısmı tasanm. İnanın ne tasarladığım çok önemli değil. İşin tasarım boyutu çok keyifli. Ve tabi ki bir de tasarım bittikten sonra bunu müşterinizin gözlerinde gördüğünüz kısım. Şayet o projeyi beğenmiş ise göz- İerinde öyİe bir ışıltı oluyor ki, işte o da benim için mutluluğun doruk noktası çünkü o zaman müşteriniz sizle aynı frekansta olmuş ve bu iş kesinlikle amacına ulaşmış demektir.
■ Artera İç Mimarlık olarak çizginizi, mimarideki tarzımzı nasıl tanımlarsınız?
Bizim de benimsediğimiz ve severek uyguladığımız tarzlar var ancak işin aslı kendi tarzınızı müşterinize empoze etmek değil onun zevkini ortaya çıkarmaktır. Sonuçta siz o mekanı kendi egolarınız, kendi mutluluğunuz için değil, müşterinizin hayallerini gerçekleştirmek için yapmaktasınız. Hep dediğim gibi; biz başkalarının hayallerini, mimari doğrularla ve estetikle birleştirip gerçekleştirmeye çalışan kişileriz.
■ Yaptığınız projelerde sizi ayrıştıran neler var?
Biz tasarımcı kaprisinden uzak, müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutan bir firmayız. Hatta pek çok müşterimizle artık aile gibi olduk. Ailece görüştüğümüz pek çok müşterimiz var. İnsan mesleğinin ilk yıllarında pek çok zorluk yaşıyabiliyor ama doğru insansanız, sahtekar değilseniz, işinizi seviyorsanız mutlaka başarılı oluyorsunuz. Ve mutlaka para kazanıyorsunuz. Ama para kazanmak için işinizi yapmaya çalışıyorsanız, işte o bir dayatma oluyor ve o iş mutlaka başansız oluyor. Yani kısacası para bizim için sadece işimizi devam ettirebilmek için bir araç oldu. İşte en büyük farkımız budur. Biz yaptığımız işi büyük bir aşkla yaptık ve yapıyoruz. Bu da bizi bugün olduğumuz yerlere getirdi. Biz düşlerinizi yaşam alanlarınıza dönüştürmekten keyif alıyoruz ve gittikçe büyüyen bir aile olmaktan gurur duyuyoruz.
Eylül, 2017
Mimari tasarım uzmanı mı arıyorsunuz?
Ankara İç Mimarlık firması olan Artera ailesi sizinle büyümeye devam ediyor.
Villa tasarımı, restoran tasarımı, kafe tasarımı, otel tasarımı, hastane tasarımı, spor salonu tasarımı ve iş yeri tasarımı gibi tüm işlerinizi, adınıza tasarımdan uygulamaya takip etmekte ve size anahtar teslim hizmeti vermekteyiz.